Amsterdam
Kaç kere duyduk bu sene kesin gidiyoruz abi
muhabbetlerini. Yapmayın, etmeyin bu sene gerçekten gidin. Bu şehir bunu hak
ediyor. Bu şehir daha önce gittiğiniz hiçbir yere benzemiyor. Bu şehirde
özgürsünüz, kimsenin yargılayıcı bakışlarıyla karşılaşmadan istediğinizi
yapabilirsiniz.
Amsterdam deyince akıllara tabi ki Red Light ve Coffe
shoplar geliyor. Bu yazıyı okurken amacınız Coffee Shoplar ve benzeri
aktiviteler hakkında bilgi edinmekse sizi şu yazıya alalım. Uyuşturucu kötüdür diye
not düşerek Amsterdam’ın diğer güzelliklerini anlatmaya koyulalım.
Öncelikle ulaşımı nasıl sağlıyoruz, bacaklara kuvvet
Amsterdam küçük bir şehir, yürüyerek ulaşım sağlamak mümkün ayrıca bisiklet
kiralanarak bisikletle gezilebilir. Şehrin en yaygın taşıtı bisiklet, kocaman
kocaman bisiklet otoparkları var. Hayatınızda bu kadar bisikleti bir arada
görmediğinize eminiz. Bisiklet kullanırken de bir yığın kural var ve bisiklet
trafiği oldukça yoğun. Yani ‘ben 3 yaşımdan beri bisiklet sürüyorum yaa’ deyip
orada bisiklet kazası falan yapmayın, tedbiri elden bırakmayın.
Dam Square, şehrin en büyük meydanı. Amsterdam Kraliyet
Sarayı, Nieuwe Kerk, Madame Tussaud’s Müzesi ve National Monument, alışveriş
yapabileceğiniz Kalverstraat ve de Bijenkorf bu meydanda bulunuyor. Burayı
görmeden zaten dönmeniz mümkün değil.
Jordaan isimli mahalleye gitmenizi şiddetle öneriyoruz,
turistik Red Light bölgesinden uzaklaşıp buralarda takılmak en güzeli. Burada
kafelerde, publarda oturun kahve için, bira için, yemek yiyin. Dünyanın en
güzel genlerine sahip Hollandalı iş kadınları ve takım elbiseli abilerin iş
çıkışı bira keyfine katılın.
Amsterdam türlü çılgınlıklarıyla nam salmış
olsa da şehir azımsanamayacak sayıda müzeyi içinde barındırıyor. Bu müzelerin
çoğu Museumplein denilen müze bölgesinde yer alıyor. Ünlü Iamsterdam yazısı da
burada. Yani burada fotoğraf çektirmenin hiçbir mantıklı açıklamasını bulamasak
da biz de sürüye uyup burada fotoğraf çektirdik. Müzelerden en ünlüleri
Rijksmuseum, Van Gogh Museum, Stedelijk Museum ve Anne Frank Huis. Eğer müzeleri gezecekseniz, yaklaşık 40 müzeye giriş,
ücretsiz ulaşım, kanal turu gibi pek çok olanak sağlayan Iamsterdam Card çıkartmanızı
öneriyoruz. Kart 24, 48, 72 saatlik alınabiliyor. En büyük artısı müze
girişlerindeki upuzun kuyrukları beklemeden giriş imkanı tanımasıdır.
Rijksmuseum
Müzeler arasında bizi en çok heyecanlandıran Anne Frank
Huis olmuştu fakat burada Iamsterdam Card geçerli değildi ve kapısında 1 km
falan sıra vardı, giremedik eve. Evin hikâyesi şudur, 14 yaşındaki Anne Frank
2. Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımından kaçarken bu evde saklanıyor ve 2
yıl boyunca yaşadıklarını anlattığı bir günlük tutuyor, bu günlük günümüze
kadar ulaşmış. Ne yazıkki 2 yıl sonra Almanlar tarafından basılınca yakalanmış.
Rijksmuseum Vermeer, Rembrandt, Jan Steen gibi
sanatçıların eserlerini, Van Gogh Museum ise Van Gogh’un “Potato Eaters”, “The
Bedroom”, “The Yellowhouse” gibi müthiş ünlü eserlerini
barındırıyor. Stedelijk Museum, modern sanatseverler için kutsal bir yer,
muhakkak ziyaret ediniz.
Bir diğer ilgi çekici atraksiyon Heineken Experience,
Heineken tarafından gezilecek ve çeşitli deneyimler edinilebilecek bir yer
haline getirilmiş. Bileti kapıda alırsanız 18 euro, online alırsanız 16 euro, bunu belirtiyoruz
çünkü Iamsterdam Car burada geçerli değil. Bizim Heineken deneyimimiz hakkında
geniş bilgi için şu yazıya buyurun.
Bir başka eğlenceli deneyim, Madame Tussaud. Çoğunuzun
bildiği gibi ünlülerin balmumu heykellerini barındırıyor müze, bu heykeller bir
hayli gerçekçi. Ben daha önce Londra’da Madame Tussaud’s da bulunduğum için
Amsterdam gezimizde tercih etmedik. Daha önce gitmeyenlere kesinlikle
öneriyoruz, ama gittiyseniz manası yok tekrar gitmenin. Biletleri şuradan online alırsanız 8 euroya kadar tasarruf
edebilirsiniz.
Bizim Amsterdam’da gittiğimiz ilk müze Amsterdam’ın
namına yakışır bir müze oldu. Evet o kadar Van Gogh’un Rembrandt’ın arasında
ilk olarak Sex Museum’u ziyaret ettik. Fiyatı oldukça ucuz, Amsterdam’a
gitmişken göreyim, bir daha nerede Sex Müzesi görürüm derseniz buyurun. Yoksa
çok da görülmesi şart bir yer değil.
Ahhh yeşillikler, şehirlerin ortasındaki o kocaman
parklar. Avrupa’da herhangi bir yerde yaşamak için tek bir sebep söyle deseler
devasa parklar deriz. Amsterdam’ın güzeller güzeli parkı da Vondelpark. Gölün
kenarındaki yemyeşil çimenlerine yatın, biranızı elinize alın ve
arkadaşlarınızla saatlerce sohbet edin. Bu parkta istediğinizi yapabilirsiniz,
dünyanın en saçma kıyafetiyle en saçma danslarını yaparak parkta gezseniz
herhalde kimse dönüp napıyor bu diye bakmaz. Yazının başında da dediğimiz gibi
burası Amsterdam ve siz hiç olmadığınız kadar özgürsünüz.
Gelelim Amsterdam’ı bu kadar ünlü yapan Red Light
District’e. Üstteki yazıları atlayıp direkt buraya geldiyseniz sizi kınıyoruz.
Valla Red Light bizi şoktan şoka sürükleyecek gibi bir beklentimiz vardı bizim,
öyle bir şey olmadı. Herhalde insan bir kere gördükten sonra her şeyi
kanıksıyor. Tabi bunun en önemli sebebi bölgenin çok turistik ve güvenli bir
bölge olması. Her yaştan insan, aileler, dedeler, teyzeler, çocuklar burada
rahat rahat geziyor. Ortasından kanal geçen geniş bir cadde boyunca sağlı sollu
camlarda ve ara sokaklarda ablalar boy gösteriyor, taliplerini arıyor. Kırmızı
ışıklandırılmış camlarda kadınlar, mavi ışıklandırılmış camlarda transseksüeller
oluyor.
Amsterdam’da seks çok normal bir şey, herkesin evinde
yaptığı şeyi dünyanın en ayıp ve kötü şeyiymiş gibi göstermenin manası yok
demiş Amsterdamlılar ve bunu kazanca çevirmişler çünkü dünyanın en eski ve
modası asla geçmeyen aktivitesi seks her zaman satar. Bölgede cinsel içerikli
pek çok şov var, bunlardan en çok ilgi toplayanı ‘Casa Rosso’. Bu bir canlı
seks şovu, yani gerçekten sahnede bu işi yapıyormuş bir abi ve ablamız. Bizim
ilgimizi çekmediği için gitmedik ama yine sadece Amsterdam’da yaşanabilecek bir
deneyim olduğu için, bana ağır gelir almayım demezseniz, fiyat 1 kişi 50 euro 1
içki dahil.
Bunlar dışında Amsterdam mimarisiyle, kanallarıyla bizim
ilk fırsatta tekrar gideceğimiz şehirlerden biri olmayı başardı. Amsterdam’a
gitmeyi düşünen ve sürekli erteleyenlerdenseniz sizi hemen bir uçak bileti
almaya davet ediyoruz.
According to Stanford Medical, It's really the SINGLE reason women in this country live 10 years more and weigh on average 19 kilos less than we do.
YanıtlaSil(By the way, it has totally NOTHING to do with genetics or some secret diet and EVERYTHING to around "how" they are eating.)
BTW, What I said is "HOW", and not "what"...
CLICK this link to determine if this quick quiz can help you release your real weight loss possibilities