Youtube Kanalımızı Abone Olmayı Unutmayınız.

Bu sene kesin gidiyorsunuz: Amsterdam

Amsterdam

Kaç kere duyduk bu sene kesin gidiyoruz abi muhabbetlerini. Yapmayın, etmeyin bu sene gerçekten gidin. Bu şehir bunu hak ediyor. Bu şehir daha önce gittiğiniz hiçbir yere benzemiyor. Bu şehirde özgürsünüz, kimsenin yargılayıcı bakışlarıyla karşılaşmadan istediğinizi yapabilirsiniz.

Amsterdam deyince akıllara tabi ki Red Light ve Coffe shoplar geliyor. Bu yazıyı okurken amacınız Coffee Shoplar ve benzeri aktiviteler hakkında bilgi edinmekse sizi şu yazıya alalım. Uyuşturucu kötüdür diye not düşerek Amsterdam’ın diğer güzelliklerini anlatmaya koyulalım.

Öncelikle ulaşımı nasıl sağlıyoruz, bacaklara kuvvet Amsterdam küçük bir şehir, yürüyerek ulaşım sağlamak mümkün ayrıca bisiklet kiralanarak bisikletle gezilebilir. Şehrin en yaygın taşıtı bisiklet, kocaman kocaman bisiklet otoparkları var. Hayatınızda bu kadar bisikleti bir arada görmediğinize eminiz. Bisiklet kullanırken de bir yığın kural var ve bisiklet trafiği oldukça yoğun. Yani ‘ben 3 yaşımdan beri bisiklet sürüyorum yaa’ deyip orada bisiklet kazası falan yapmayın, tedbiri elden bırakmayın.

Dam Square, şehrin en büyük meydanı. Amsterdam Kraliyet Sarayı, Nieuwe Kerk, Madame Tussaud’s Müzesi ve National Monument, alışveriş yapabileceğiniz Kalverstraat ve de Bijenkorf bu meydanda bulunuyor. Burayı görmeden zaten dönmeniz mümkün değil.


Jordaan isimli mahalleye gitmenizi şiddetle öneriyoruz, turistik Red Light bölgesinden uzaklaşıp buralarda takılmak en güzeli. Burada kafelerde, publarda oturun kahve için, bira için, yemek yiyin. Dünyanın en güzel genlerine sahip Hollandalı iş kadınları ve takım elbiseli abilerin iş çıkışı bira keyfine katılın.




I amsterdam


Amsterdam türlü çılgınlıklarıyla nam salmış olsa da şehir azımsanamayacak sayıda müzeyi içinde barındırıyor. Bu müzelerin çoğu Museumplein denilen müze bölgesinde yer alıyor. Ünlü Iamsterdam yazısı da burada. Yani burada fotoğraf çektirmenin hiçbir mantıklı açıklamasını bulamasak da biz de sürüye uyup burada fotoğraf çektirdik. Müzelerden en ünlüleri Rijksmuseum, Van Gogh Museum, Stedelijk Museum ve Anne Frank Huis. Eğer müzeleri gezecekseniz, yaklaşık 40 müzeye giriş, ücretsiz ulaşım, kanal turu gibi pek çok olanak sağlayan Iamsterdam Card çıkartmanızı öneriyoruz. Kart 24, 48, 72 saatlik alınabiliyor. En büyük artısı müze girişlerindeki upuzun kuyrukları beklemeden giriş imkanı tanımasıdır.

Rijksmuseum

Müzeler arasında bizi en çok heyecanlandıran Anne Frank Huis olmuştu fakat burada Iamsterdam Card geçerli değildi ve kapısında 1 km falan sıra vardı, giremedik eve. Evin hikâyesi şudur, 14 yaşındaki Anne Frank 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımından kaçarken bu evde saklanıyor ve 2 yıl boyunca yaşadıklarını anlattığı bir günlük tutuyor, bu günlük günümüze kadar ulaşmış. Ne yazıkki 2 yıl sonra Almanlar tarafından basılınca yakalanmış.

Rijksmuseum Vermeer, Rembrandt, Jan Steen gibi sanatçıların eserlerini, Van Gogh Museum ise Van Gogh’un “Potato Eaters”, “The Bedroom”, “The Yellowhouse” gibi müthiş ünlü eserlerini barındırıyor. Stedelijk Museum, modern sanatseverler için kutsal bir yer, muhakkak ziyaret ediniz.

Bir diğer ilgi çekici atraksiyon Heineken Experience, Heineken tarafından gezilecek ve çeşitli deneyimler edinilebilecek bir yer haline getirilmiş. Bileti kapıda alırsanız 18  euro, online alırsanız 16 euro, bunu belirtiyoruz çünkü Iamsterdam Car burada geçerli değil. Bizim Heineken deneyimimiz hakkında geniş bilgi için şu yazıya buyurun.

Bir başka eğlenceli deneyim, Madame Tussaud. Çoğunuzun bildiği gibi ünlülerin balmumu heykellerini barındırıyor müze, bu heykeller bir hayli gerçekçi. Ben daha önce Londra’da Madame Tussaud’s da bulunduğum için Amsterdam gezimizde tercih etmedik. Daha önce gitmeyenlere kesinlikle öneriyoruz, ama gittiyseniz manası yok tekrar gitmenin. Biletleri şuradan online alırsanız 8 euroya kadar tasarruf edebilirsiniz.


Bizim Amsterdam’da gittiğimiz ilk müze Amsterdam’ın namına yakışır bir müze oldu. Evet o kadar Van Gogh’un Rembrandt’ın arasında ilk olarak Sex Museum’u ziyaret ettik. Fiyatı oldukça ucuz, Amsterdam’a gitmişken göreyim, bir daha nerede Sex Müzesi görürüm derseniz buyurun. Yoksa çok da görülmesi şart bir yer değil.

Vondelpark

Ahhh yeşillikler, şehirlerin ortasındaki o kocaman parklar. Avrupa’da herhangi bir yerde yaşamak için tek bir sebep söyle deseler devasa parklar deriz. Amsterdam’ın güzeller güzeli parkı da Vondelpark. Gölün kenarındaki yemyeşil çimenlerine yatın, biranızı elinize alın ve arkadaşlarınızla saatlerce sohbet edin. Bu parkta istediğinizi yapabilirsiniz, dünyanın en saçma kıyafetiyle en saçma danslarını yaparak parkta gezseniz herhalde kimse dönüp napıyor bu diye bakmaz. Yazının başında da dediğimiz gibi burası Amsterdam ve siz hiç olmadığınız kadar özgürsünüz.


Gelelim Amsterdam’ı bu kadar ünlü yapan Red Light District’e. Üstteki yazıları atlayıp direkt buraya geldiyseniz sizi kınıyoruz. Valla Red Light bizi şoktan şoka sürükleyecek gibi bir beklentimiz vardı bizim, öyle bir şey olmadı. Herhalde insan bir kere gördükten sonra her şeyi kanıksıyor. Tabi bunun en önemli sebebi bölgenin çok turistik ve güvenli bir bölge olması. Her yaştan insan, aileler, dedeler, teyzeler, çocuklar burada rahat rahat geziyor. Ortasından kanal geçen geniş bir cadde boyunca sağlı sollu camlarda ve ara sokaklarda ablalar boy gösteriyor, taliplerini arıyor. Kırmızı ışıklandırılmış camlarda kadınlar, mavi ışıklandırılmış camlarda transseksüeller oluyor.


Red Light District

Amsterdam’da seks çok normal bir şey, herkesin evinde yaptığı şeyi dünyanın en ayıp ve kötü şeyiymiş gibi göstermenin manası yok demiş Amsterdamlılar ve bunu kazanca çevirmişler çünkü dünyanın en eski ve modası asla geçmeyen aktivitesi seks her zaman satar. Bölgede cinsel içerikli pek çok şov var, bunlardan en çok ilgi toplayanı ‘Casa Rosso’. Bu bir canlı seks şovu, yani gerçekten sahnede bu işi yapıyormuş bir abi ve ablamız. Bizim ilgimizi çekmediği için gitmedik ama yine sadece Amsterdam’da yaşanabilecek bir deneyim olduğu için, bana ağır gelir almayım demezseniz, fiyat 1 kişi 50 euro 1 içki dahil.


Bunlar dışında Amsterdam mimarisiyle, kanallarıyla bizim ilk fırsatta tekrar gideceğimiz şehirlerden biri olmayı başardı. Amsterdam’a gitmeyi düşünen ve sürekli erteleyenlerdenseniz sizi hemen bir uçak bileti almaya davet ediyoruz. 

1 yorum:

  1. According to Stanford Medical, It's really the SINGLE reason women in this country live 10 years more and weigh on average 19 kilos less than we do.

    (By the way, it has totally NOTHING to do with genetics or some secret diet and EVERYTHING to around "how" they are eating.)

    BTW, What I said is "HOW", and not "what"...

    CLICK this link to determine if this quick quiz can help you release your real weight loss possibilities

    YanıtlaSil

İyi Gezdin. Blogger tarafından desteklenmektedir.